|
ZiYARETCi DEFTERiM
Ekrem Çetinkaya | Kartını Oluştur
İsim: | - | Değerlendirme: | 1 | Zaman: | 08.08.2009, 08:51 (UTC) | Mesaj: | ne yapacaksin frandakini rahat birak onu bulasmayin ona kendi isinize bakin sizin sorununuz siz cozun |
İsim: | linens | Değerlendirme: | 1 | Zaman: | 07.08.2009, 20:22 (UTC) | Mesaj: | burada 2 kişi vardı yok olmuş fıransadaki nerdesiniz aloooooo |
İsim: | - | Zaman: | 06.08.2009, 14:13 (UTC) | Mesaj: | |
İsim: | Tatar Ramazan | Değerlendirme: | 1 | Zaman: | 05.08.2009, 17:05 (UTC) | Mesaj: | Ey;ol deyince olduran,öl deyince öldüren ALLAH'ım;Bizi lütfunla yolunda koştur,aşkınla her yerde coştur.Kur'an la sevindir İslamla güldür bizi.Ceza^ndan affına,gazabından rızana ve senden sana sığınırız.Senden başka kimimiz var kime gidelim,Sensin bizim sığınağımız,sensin MEVLAMIZ. |
İsim: | tatar | Değerlendirme: | 1 | Zaman: | 04.08.2009, 19:34 (UTC) | Mesaj: | tatar seni anan harbiden deli kanlı dogurmuş sıkıyosa gelsin |
İsim: | - | Zaman: | 04.08.2009, 15:42 (UTC) | Mesaj: | |
İsim: | - | Değerlendirme: | 1 | Zaman: | 04.08.2009, 15:00 (UTC) | Mesaj: | ya senlikte bukadarmi resim cektiniz ya köyü müzüm güzelli bukadarni biraz daha resim cekebilirdiniz bu sözlerim resimlericeken kisiye söylüyorum hasret kaldik vatanimiza ya |
İsim: | gk | Değerlendirme: | 1 | Zaman: | 04.08.2009, 09:33 (UTC) | Mesaj: | Hayata Bakış Açısı
İleri derecede hasta iki adam aynı hastane odasındaydılar. Adamlardan birinin her öğleden sonra 1 saatliğine oturmasına izin veriliyordu, ciğerlerindeki suyun süzülmesi için. Bu hastanın yatağı odadaki tek pencerenin tam yanındaydı. Diğer hasta ise hep sırtüstü yatmak zorundaydı. Bu iki hasta saatlerce birbiriyle konuşur, eşlerini, ailelerini, evlerini, işlerini, askerlik anılarını, tatilde gittikleri yerleri anlatırlardı birbirlerine.
Pencerenin yanındaki hasta, her öğleden sonra oturmasına izin verdikleri saati diğer hastaya pencereden görebildiklerini anlatarak geçiriyordu. Diğer hasta hep bir sonraki günü iple çekmeye başlardı, dışarıdaki renkli ve hareketli dünyayı dinlemek için.
Pencere, içinde çok güzel bir göl ola n parka bakıyordu. Ördekler ve kuğular gölde yüzerken çocuklar ağaçların altında koşup oynuyorlardı. Genç aşıklar, gökkuşağının tüm renklerindeki çiçeklerin arasında kol kola dolaşıyorlardı. Ulu ağaçlar etrafı süslüyor, uzaktan şehrin silueti görünebiliyordu.
Pencere kenarındaki adam bunları muhteşem bir detayla anlatırken, odanın diğer ucunda yatan adam gözlerini kapar ve bu muhteşem manzarayı hayalinde canla ndırırdı.. İçin için de kıskanırdı, son günlerde durumu da kötüye gidiyordu ah bir ölseydi de pencere önüne kendisi geçebilseydi. O güzellikleri kendisi seyredebilseydi..
Günler ve haftalar geçti. Bir sabah banyo yaptırmak için su getiren gündüzcü hemşire pencere kenarında yatan hastanın cansız bedeniyle karşılaştı: uykusunda, huzur içinde ölmüştü. Hüzünlendi, hastane görevlilerini cesedi dışarı taşımaları için çağırdı.
Bir süre geçtikten sonra, diğer hasta pencerenin kenarındaki yatağa taşınmasının mümkün olup olamayacağını sordu. Hemşire memnuniyetle isteğini yerine getirdi. Yeni yatağa taşınma nın sevinciyle duyduğu acıya aldırmadan, bir dirseğine yasla narak yavaşça dışarıdaki dünyaya bakmak üzere yatağından doğruldu. Sonunda dışarıyı kendi gözleriyle görme zevkini yaşayabilecekti. Pencereden dışarı bakabilmek için yavaşça dönmeye zorladı kendisini,. Baktığında ise hayretler içinde kaldı. Çünkü pencere boş bir duvara bakıyordu. Oysa adam neler neler anlatmıştı.
Adam hemşireye, vefat eden oda arkadaşının, duvara bakarak onca güzelliği anlatmasına sebep ola n şeyin ne olabileceğini sordu. Hemşirenin cevabı ise ölen adamın hatta kör olduğu ve pencerenin önündeki duvarı bile görmediğiydi. “Arkadaşına moral verebilmek için yapmıştı”
Diğer insanları mutlu etmek çok büyük mutluluk getirir, kendi durumunuz ne olursa olsun. Paylaşıl an dertler yarısı kadar üzüntü verir, paylaşıla n mutluluk ise iki katı artar.
|
İsim: | Tatar Ramazan | Değerlendirme: | 2 | Zaman: | 03.08.2009, 17:59 (UTC) | Mesaj: | yıldırım ahmet.Ben seni korkutmadım,sen neden bu kadar korktun.Sen kuldan korkacak bir adam değilsin VE ölümüne savaşırsın.Bende ALLAH'ın aciz bir kulu olduğuma göre...ayrıca abdülhey benim kardeşim mustafa onu aramana gerek yok,ben nerdeysem oda orada.benim evi biliyorsun,evet deme, bnklr cad.sinden taşındım.şimdiki adrs=CAMİİ KEBİR MAH.SEHER AP.KAT:3 (EYVALLAH). |
İsim: | ümit | Değerlendirme: | 1 | Zaman: | 03.08.2009, 15:08 (UTC) | Mesaj: | ALLAH sacların agırsın ismail abi :D |
|
|
--- DEVELİ KALE KOYU --- |
|
---- DOĞDUĞUM YER ----
Doyduğum yer değil, Doğduğum yersin
Doyamadım sana Hey! Kale Köyüm
Küçük yaşta çıktım, Senin Koynunda
Rüyamdan çıkmadın, Sen sen Kale Köyüm..
Nice Yiğit yatar, senin Koynunda
Çiğdem açar Kar yatağı yolunda
Yetişirki Buğday, Arpa, darın da
Biraz nazlı verdin, sen sen Kale Köyüm..
O dağların, taşın Yüksek Bilirim
Gözümü kapatsam seni görürüm
Korkarım ki Hasretinden ölürüm
Bunu Böyle, Böyle bil Kale Köyüm,..
Yazı Çamın, Seni bana bağladı
Harmanında Anam, Anam ağladı
Şu Hasretlik yüreğimi Dağladı,
Sen FEHMİ'ye sor, sor Kale Köyüm..
İzim kaldı Toprağın da Külündü,
Anım kaldı senin her bir yerinde,
Dikenin Gül oldu Benim gönlüm de,
Bunu birde bana sor, sor Kale Köyüm..
Dağların da Kuzuların Otlardı.
Sularında Karpuzların çatlardı,
Madenin de, Dinamitler patlardı,
Saim Bey'e selam dur Kale Köyüm...
Kekik Kokan, dağların var Bağın var,
Nede tatlı Peynirin var Yağın var
El emeği, Kilimin var, halın var,
Sen bir Başkasın sen hey! Kale Köyüm..
FEHMİ ÇETİNKAYA
|
|
|
|