|
KÖY TARİHİ
|
|
KALE KÖYÜ TARİHİ
- 18.08.1928
Köy, Bakırdağının güneyinde, kurşunluk dağının eteğinde ve 50 evlidir. Binaları köyün yakınında bulunan yumuşak taşlardan yapılmıştır.
Köyde Evler önceleri alçakken birkaç senedir tek tük yüksek ev yapımına başlamıştır
Köyün Muhtarı İBİŞ AĞA isminde hoş bir adamdır. Arazi oldukca verimlidir ve halka yetecek kadar sebze de yetişmektedir.
Kale köyü, yaklaşık olarak 400 - 500 senelik eski bir köydür. Fakat binaların hepsi yenileşmiştir.
Eskiden bu köyde bir kac Ev Rum' da bulunuyormuş. Bunlar 55 sene önce Köyün havasıyla bağdaşamayacaklarını ileri sürerek Kiliselerinin taşlarını da beraberlerinde taşımak suretiyle Hocca ve Beşkardeş köylerine göç etmişlerdir.
|
KALE İSMİNİN KONMA SEBEBİ
Köyün ismi her ne kadar Kale ise de, buna benzer hiç bir şeye sahip değildir. Yalnız, küçük bir tepeye köylü KALE demektedir. Köyün çevresinde ufak tefek tepecikler vardır ki, bu tepelerin varlığı köye bir güzellik verdiğinden, bunların Kale denmesinde sebeb olduğu akla gelebilir.
ŞEHİT VE GAZİLER
Kale Köyü'nün üzülecek derecede şehitleri vardır. Bunların toplamı 27 Kişidir. Bu saygıdeğer topluluktan başka 25 kişi de Dünya savaşında çeşitli cephelerde şehit düşmüştür. Milli harekat da Hacın Ermenileri tarafından İdris oğlu Salih Çavuş, Kürt isyanında Ali Osman oğlu Yusuf şehit edilmişlerdir. Köyün saygıdeğer ve meşhur bir de Gazisi vardır; Ali oğlu Veli. bu kişi Çanakkale savaşında dokuz yerinden yaralanmış ve hala [1928] gösterdiği kahramanlıklarının hikayelerinde zevk alarak savaşın şiddetini anlatmaktadır.
MİLLİ MÜCADELEDE İŞGAL HATIRALARI
Kale köyünü de Hacın Ermenileri işgal etmişler ve yapmadıkları kötülükler bırakmamışlardır. Fransızlar bu hareketlere sebeb olan çirkinlikleri gördükleri halde göz yummuşlardır. Halk ermenilerin işkencelerini gözyaşları dökerek hikaye etmektedir. [1928]
ÇOCUK BAKIMI
Çocuk belenir, beşikte, salıncakla uyutulur. Doğduktan sonra bir hafta süreyle günde ikişer defa banyo edilir. Yeni doğan çocuğun vucudu doğar doğmaz bal veya tuzla sıvanır. Belek sırasında çocuk elenmiş temiz toprağa sarılır. Ebe, cocuğun başının yamuk olmaması için tülbentlerle sıkar. Çocuk bir sene belekte kalır. Bir senenin dokuz ayı toprakta belenmekle geçer. Kale köyünde çocuklar serbest ve bakımsızdırlar. Halkın birbirine karşı saygısı azdır. Söz ayağa düşmüştür. Çoçukların bir keçi yavrusu kadar kıymet ve meziyetleri yoktur. Kadınlar da aynı durumda bulunmaktadır.
|
KÖYÜMÜZÜN MUHTARLARI
İBİŞ AĞA
HAFIZ YÜCEL [HAFIZ AĞA]
KADİR ÖZMEN [KADİR AĞA]
AHMET YALÇIN [ÇAKICI]
DERVİŞ GÜÇLÜ
HÜSEYİN KAYA
HACI İBRAHİM DEMİR
HACI ÜNAL
HAZIM YÜCEL
HALİL KARABACAK
KAZIM EKER
MAHİR AKBULUT
AZİZ KARATAŞ
KADİR BAĞLAR
FERAMUZ ÇAKMAKKAYA
EKREM KILIÇ
AHMET YALÇIN
SÜREHYA KARABACAK
KÖYÜMÜZDE SÜLALELER
SAĞIROĞLU
KEREFİNLİ
TOPUZLAR
ÖMEROĞULLARI
MULLALİLER
ESEHOCALILAR
ALİKAĞLAR
ÇAKIÇILAR
HALİTLER
KADİRLER
ALİHOCALAR
ÇALIKLAR
|
Kaynak : Ali Rıza Yalman - "Cenubda Türkmen Oymakları" 2. Cilt, sayfa 159-160 FEHMİ ÇETİNKAYA Tarafından Eklenmiştir.
|
KALE KÖYÜNÜN İKLİMİ
Kale kışın çok soğuktur. Yazın yayla halinde olmasına rağmen ne yazık ki 60 yaşını geçen ihtiyar yoktur. Dolayısıyla hava veya suyu o kadar iyi değildir kuruntusunu vermekte ise de, durum böyle olmayıp geçen sene [1927] ani
olarak ortaya çıkan hastalığın buna sebeb olduğu muhakkaktır. cünkü bu sene [1928]iki vefat olduğu halde geçen sene [1927] 25 köylü ve eski ihtiyarlar tamamen ölmüştür. şimdiki durumda köyde en yaşlı olarak ALİ KAYHA ve MUSTAFA ÇAVUŞ dan başka kimse kalmamıştır. Bunların ise yaşları 55 - 60 arasındadır.
AVŞARLAR
Kale Köyüne [1928] 65 senedir Avşarlar dadanmış ve bu süre içinde köyü 7 kere basarak perişan etmişlerdir. Bu hal köylünün zayıflığına ve başarısızlığına yorumlanmaktadır. Avşarlarla aralarının bu derece gergin olmasına sebeb ne yazık ki Kan davasıdır.
TAŞITLAR
Köyde Taşıtlar; [1928] Kağnı, merkep, at gibi şeyler isede atlara karşı saygın bir düşkünlük vardır. Halk atları övmekle başlayan yiğitlik ve yararlıklar kahramanlık hikayelerine tutkunluk göstermektedir.
EĞİTİM
Köyde şimdiye kadar [1928] okur yazar olarak yalnız 2 kişi yetişmiştir ki, bunlardan biri 312 tarihinde ölen İDRİS Efendidir. Diğeri Halen köyün imamı bulunan [1928] İdris Efendinin kardeşinin oğlu BEKİR Efendidir.
MEŞHUR BİR YANGIN
1907 yılında Kale'de iki küçük cocuğun sebeb oldukları bir yangın çıkmış, köyün bütün harmanları yanlış ve hiç ürün kurtarılamamıştır. Bu üzücü olay üzerine Hükümet nufus başına 320 Okta Buğday dağıtmak suretiyle köylüye yardım etmiştir.
KURŞUNLUK DAĞI
Bu Dağda vaktiyle ilkel Maden ocakları vasıtasıyla çok miktarda kurşun çıkarılmıştır. Hala sçma iriliğindeki kurşunlar dağın etrafına saçılmış bir halde bulunmaktadır. Kurşunlu Dağının etekleri ormanlık bir bölgedir. [1928] 25 yıl önce gelen bir yağmur selinde bu dağların üstünde altın renginde çeşitli tabakalrın oluştuğu söylenmektedir.
1940 İSTATİSTİK BİLGİLER
Kaynak : İl Özel İdare Arşivi
|
Yıllara göre köy nüfus verileri
|
2012
|
|
2011
|
271
|
2010
|
303
|
2009
|
318
|
2008
|
366
|
2007
|
389
|
2000
|
406
|
1997
|
529
|
1990
|
811
|
1985
|
770
|
1980
|
815
|
1975
|
907
|
1970
|
845
|
1965
|
771
|
|
|
|
Ekrem Çetinkaya
Bana ulaşmak için yukarıdaki e-mail adresini ve 0544 441 3230 nolu Telefonu kullanın
|
|
|
|
|
--- DEVELİ KALE KOYU --- |
|
---- DOĞDUĞUM YER ----
Doyduğum yer değil, Doğduğum yersin
Doyamadım sana Hey! Kale Köyüm
Küçük yaşta çıktım, Senin Koynunda
Rüyamdan çıkmadın, Sen sen Kale Köyüm..
Nice Yiğit yatar, senin Koynunda
Çiğdem açar Kar yatağı yolunda
Yetişirki Buğday, Arpa, darın da
Biraz nazlı verdin, sen sen Kale Köyüm..
O dağların, taşın Yüksek Bilirim
Gözümü kapatsam seni görürüm
Korkarım ki Hasretinden ölürüm
Bunu Böyle, Böyle bil Kale Köyüm,..
Yazı Çamın, Seni bana bağladı
Harmanında Anam, Anam ağladı
Şu Hasretlik yüreğimi Dağladı,
Sen FEHMİ'ye sor, sor Kale Köyüm..
İzim kaldı Toprağın da Külündü,
Anım kaldı senin her bir yerinde,
Dikenin Gül oldu Benim gönlüm de,
Bunu birde bana sor, sor Kale Köyüm..
Dağların da Kuzuların Otlardı.
Sularında Karpuzların çatlardı,
Madenin de, Dinamitler patlardı,
Saim Bey'e selam dur Kale Köyüm...
Kekik Kokan, dağların var Bağın var,
Nede tatlı Peynirin var Yağın var
El emeği, Kilimin var, halın var,
Sen bir Başkasın sen hey! Kale Köyüm..
FEHMİ ÇETİNKAYA
|
|
|
|